top of page

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi 2019 Yılı Mezuniyet KonuÅŸması

      Sevgili öÄŸrencilerimiz, aslında sevgili mezunlarımız ya da meslektaÅŸlarım demeliyim...

​

      Sizler bugün, yoÄŸun emek ve büyük gayretler gösterdiÄŸiniz eÄŸitim sürecinizi, bu genç yaşınızda Türkiye’nin en iyi fakültelerinden biri olan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olarak tamamlıyorsunuz. Tüm zamanların en saygın mesleÄŸine  adım atıyorsunuz ve Türkiye’nin önde gelen en büyük aydın kitlesinin birer üyesi oluyorsunuz.  Kendiniz ile ne kadar övünseniz az... Türkiye ve dünyadaki bir çok yaşıtınızın sizlere ÅŸu an imrenerek baktığına eminim.

     

      Doktor olmaya karar vermeniz, bu uzun ve zorlayıcı eÄŸitim sürecine katlanmayı göze almanız en büyük takdiri hak ediyor, aslında... Çünkü bizler biliyoruz ki, çok sayıda yaşıtınız bu kadar sıkıntıya girmeye cesaret bile edemiyor. Peki, baÅŸarınızda ailelerinizin katkısını yok sayabilir miyiz?... Åžu anda bu noktaya gelmenizde, sizin için her türlü fedakarlığı yapan ailelerinizin çok önemli rolü var ve emin olun ki bundan sonraki yaÅŸamınızda da herhangi bir  zorluk ve sıkıntı yaÅŸadığınız dönemde yine en büyük desteÄŸi ailelerinizden göreceksiniz. Sizlerin de aynı düÅŸüncede olduÄŸunuza inanıyorum. Bizler ise, hocalarınız olarak, sizlerin eÄŸitimine katkıda bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduk eÄŸitiminiz sürecinde. Bizler sizlerin yetiÅŸmenize katkıda bulunarak, örnek aldığımız kendi hocalarımıza olan borçlarımızı ödediÄŸimize inanıyoruz. Sıra artık sizlerde.... bizlerin emeÄŸinin karşılığını, yaÅŸamınızdaki baÅŸarılarınız ve kazandığınız bilgi ve becerileri gelecek nesillere aktarmanızla vereceksiniz... Aileleriniz ve biz hocalarınız, bugün, en az sizler kadar mutluyuz ve sizlerle gurur duyuyoruz. 

​

      Bugün sizlere, yaÅŸadığımız çoÄŸrafyanın Tıp bilimine olan sınırsız katkısına deÄŸinmekte fayda görüyorum. Batının ilk Tıp Fakültesinin, Hipokrattan 300 yıl önce Datça Knidos’ta kurulduÄŸunu biliyor musunuz? Modern tıbbın temellerini belirleyen Hipokrat, Bergamalı hemÅŸerimiz Galen ve Horasanlı Ä°bni Sina üçlüsü bu coÄŸrafyanın deÄŸerleri... Ä°bni Sina bugün uyguladığımız kanıta dayalı tıbbı ve karşılaÅŸtırmalı araÅŸtırmaları baÅŸlatan ilk kiÅŸi ve, enfeksiyon ÅŸüphesinde ilk karantina uygulaması da ona ait. Modern çağın en büyük hekimi olan Osler’e tarafından, Ä°bni Sina’nın 5 ciltlik temel tıp kitabı olan Al Kanun Fi al-Tıbb, gelmiÅŸ geçmiÅŸ en uzun süre kullanılan ve en meÅŸhur tıp temel kaynak kitabı olarak gösterilmekte. Tarihten bir baÅŸka isim... Romalıları Anadolu’dan kovan ve Mozart’ın ilk operasına konu olan kral Mitradate... 45 Anadolu bitkisi ile hazırladığı karışım olan Mithraditium, toksikolojinin kurucusu ünvanını ona kazandırmış ve bu antidot  daha sonra  teriak adı ile çok uzun yıllar orta çaÄŸ  veba salgınları dahil Avrupa’da yaygın kullanım alanı bulmuÅŸ... Ä°bna Sina’nın bir uzantısı olarak, bu karışım Osmanlı tıbbı tarafından adapte edilmiÅŸ ve günümüze Manisa Mesir Macunu olarak gelmiÅŸ... Çukurova Anazarva’lı  hemÅŸerimiz, askeri doktor Dioscorides ise 600 bitkiden oluÅŸturduÄŸu ilk ilaç ve tedavi rehberini yayınlamış, 1500 yıl kullanılan bu rehberi Ä°slam hekimleri Avrupa’ya taşıyan kiÅŸiler olmuÅŸ... Bizim efsanevi Lokman Hekimimizin, doktor Dioscorides ile aynı kiÅŸi olduÄŸu bazı kaynaklarda belirtiliyor.  Ä°ÅŸte sizler, her biriniz, bu coÄŸrafyanın gücünü ve bilgeliÄŸini taşıyorsunuz...

​

      Ben Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 1978 mezunuyum. Hacettepe’nin  10. yıl mezunlarıyız... o zamanlar, kendimizi köklü bir tıp fakültesinden mezun oluyor hissini yaÅŸadığımızı hatırlıyorum. Sizler ise, Marmara Tıp Fakültesinin 31. yıl mezunlarısınız ve 1800 lerdeki ilk Tıbbıye’yi saymazsak bu büyük ÅŸehrin en deneyimli, oturmuÅŸ, baÅŸka yerlere çok hoca ihraç etmiÅŸ, marka olmuÅŸ bir tıp fakültesinden mezun oluyorsunuz.

​

      1983 yılında Anadolu yakasının ilk tıp fakültesi olarak açılan Marmara Tıp’ın, kuruluÅŸundan itibaren Hacettepe ile birlikte Ä°ngilizce eÄŸitimi hedeflediÄŸini hepimiz biliyoruz. Ve biliyorsunuz ki bu çok eleÅŸtirildi. Ancak, Marmara mezunlarının yurt içi ve yurt dışında çok baÅŸarılı olması günümüzde eski tıp fakültelerinin Ä°ngilizce tıp bölümlerini açmalarına, çok sayıda özel ve yeni tıp fakültelerinin Marmara Tıp Fakültesini örnek alarak Ä°ngilizce Tıp eÄŸitimine yönelmelerine yol açtı.

​

      30 yıl önce internet yoktu, ancak bugün öÄŸrencilerimiz ileri Ä°ngilizce seviyeleri ile dünyada olup biteni yakından takip edebiliyor ve ne yazık ki Harvard Üniversitesi hocalarının youtube videolarından dinledikleri dersler nedeniyle bizim derslerimize pek tenezzül etmiyorlar. BoÅŸ sıralara ders anlatmak tabii ki hocaları olarak bizleri üzüyor.  Ancak deneyimlerin aktarıldığı dersleri izlememeleri, bir kayıp... ileride anlayacaksınız... ve nedensiz yere yoklama yapmadığımı düÅŸüneceksiniz...

​

      Ben Marmara Tıp Fakültesinin kuruluÅŸ yıllarının en yakın tanığıyım, yani buradaki en eski, belki de en yaÅŸlı hocayım.  Kurucu dekan Prof Ali ErtuÄŸrul ve Prof Hasan Yazıcı ile ihtisas yaptığım Chicago’dan temasa geçtiÄŸim ve dahiliye anabilim dalına yardımcı doçent olarak baÅŸladığım günlerden günümüze deÄŸin, 30 yıldır tüm sınıfların eÄŸitim süreçlerine katkı saÄŸlamanın yanı sıra MÜTF’nin akademik geliÅŸim sürecini gözlemleme olanağına sahip oldum. Bu süreçte güncel geliÅŸmeleri yakından takip eden, öngörüleri yüksek, ilerlemeye açık öÄŸretim üyelerinin adımları ve onları örnek alan asistan adaylarının Marmara’yı tercih etmeleri bir çok dalda Türkiye’nin en iyi bölümlerinin fakültemizde yapılanmasına olanak saÄŸladı. ÖrneÄŸi kendi bölümümden verebilirim... dahiliye, göÄŸüs hastalıkları ve yoÄŸun bakım uzmanlıkları bulunan 3 profesörün bulunduÄŸu, batı standartlarında oluÅŸturulan bölümümüzün baÅŸka bir örneÄŸi yok Türkiye’de. Meslek yaÅŸamınızda çalıştığınız merkezlerde dahiliye entegrasyonunun göÄŸüs hastalığı açısından ne kadar önemli olduÄŸunu daha iyi anlayacaksınız. Tabii ki diÄŸer anabilim dallarımızın üstünlüklerini de gözlemleyeceksiniz...

​

      EÄŸitim standartlarının yüksek olduÄŸu köklü bir üniversite, kiÅŸilerin meslek yaÅŸamındaki seviyeyi belirleyen en önemli unsurların başında gelir. Bu sizin kazanımınız ve meslek yaÅŸamınızda bu özelliÄŸinizi her zaman hissedeceksiniz ve hissettireceksiniz. Günümüzde farklı ortamlarda, mesleklerinden çok, tanınırlıklarını yarattıkları polemiklerle saÄŸlayan hekimleri görebiliyoruz ve kesinlikle onaylamıyoruz. Sizlere güveniyoruz ve biliyoruz ki, “Ä°yi eÄŸitilmiÅŸ kiÅŸilerde, ÅŸarlatanlık o derecede az olacaktır.”

​

      Size verebileceÄŸim mesajları iletebilmek için biraz kendi deneyimlerime deÄŸinmek durumundayım. Ben Chicago’da 1000 yataklı, ücretsiz hizmet veren, koÄŸuÅŸlarda en ağır ve bakımsız hastaların yattığı bir hastanede ihtisas yaptım. Asistanlara olması gerekenden fazla yetki verilen bu merkezde tıbbi hatalara baÄŸlı ölümler çok sayıdaydı ve hepsine rutin otopsi yapılıyordu. BaÅŸ asistanlar ex olan bu hastaların dosyasını inceliyor ve vakalar klinikopatolojik toplantıda tartışılmasını saÄŸlıyordu. Cookcountry’deki asistanlar arasında en iyilerden biri olmakla birlikte, benim de çok sayıda ex olan hastam bu toplantılarda tartışıldı. Söylemeye gerek yok sanırım. Sizin ex olan vakanız baÅŸkalarının önünde tartışılıyorsa üzerinizden kaynar sular döküldüÄŸünü hisserdersiniz. 40 yıllık meslek hayatımda çok ÅŸeyi unuttum, ancak bu hastaları unutmam mümkün deÄŸil. Söylemek istediÄŸim ÅŸu, ölüm yaÅŸamın doÄŸal bir süreci ve biz sadece doÄŸanın asistanlarıyız. Sizler, bir hastanın yasını tutarken karşınıza daha sorunlu baÅŸka bir hasta çıkacak ve ona yardımcı olarak ruhunuzu tedavi edeceksiniz. Mesleki yaÅŸamınızda tatsız durumlarla karşılaÅŸmamak için sürekli bilgilerinizi yenileyip, 5 duyunuzu sürekli kullanarak hata yapmamaya çalışmalısınız. Hasta ve hasta yakınları ile başından itibaren iyi geçinmeye çalışmalısınız, empati kurmalısınız. Bizler, özellikle intörnlük döneminde, klinik sorumluluk vererek sizleri gerçek hayata hazırlamaya çalıştık. Osler’in dediÄŸi gibi “hastalıkları kitap olmadan incelemek haritasız denize çıkmaktır, ancak hasta deneyimi olmadan kitaptan çalışmak hiç denize açılmamaktır.”  Tıp bilgisi ve  deneyimi  hiçbir zaman yeterli olmaz, bu mesleÄŸe bütün benliÄŸinizi verip, kiÅŸiliÄŸinizin en önemli parçası yapıp beyninizi ve kalbinizi aynı oranda kullanmazsanız  istenmedik durumlarla karşılaÅŸmanız mutlaktır.

​

      TükenmiÅŸlik sendromu bütün dünyada doktorların en önemli sorunlarından birisi, hele bizim ülkemiz ÅŸartlarında... Özel hayatınız, meslektaÅŸlarınız ve dostlarınız ile gerçekleÅŸtireceÄŸiniz samimi iliÅŸkileriniz bu durumda en büyük yardımcınız olacak. Ve belki de en önemlisi, mesleÄŸinizin zorluÄŸunu ve sorumluluklarını anlayabilecek bir kiÅŸi ile hayatınızı paylaÅŸmanız.  

​

      Çalıştığınız ortamlarınızda akıl, bilimsel tutarlılık ve çalışkanlığı ile sizleri zorlayabilecek iÅŸ arkadaÅŸlarınız olmasına dikkat edin. Sizi sürekli onaylayan kiÅŸileri deÄŸil, sizleri fikir ve farklı yaklaşımları ile düÅŸünmeye, araÅŸtırmaya yöneltecek kiÅŸileri iÅŸ yaÅŸamınıza mutlaka katın. Her zaman kendinize güvenin ve paylaşımcı olun.  Sosyal süreçlere katılımcı olun, önderlik edin.

​

      Ä°yi hekim hastalığı tedavi eder, muhteÅŸem hekim ise hastalığı olan hastayı tedavi eder.

Sizlerin mesleÄŸe baÅŸladığınız bu günlerde her hastalığa karşı en az 20 ilacınız var, ancak meslekte 40. yılımda benim 20 hastalığa tek bir ilacım var. Olması gereken de bu, deneyimlerinizle bunu kendiniz saÄŸlayacaksınız.

 

      En çok önem verdiÄŸim 2 Hipokrat kuralı ile konuÅŸmamı bitirmek istiyorum,,.

​

       1) Primum non nocere (Önce zarar verme)

       2) Bazen hastalıktan kurtar,       

       Sıklıkla tedavi et, ama her zaman rahatlat.

​

Bizler sizlere çok güveniyoruz, yolunuz açık olsun.

​

Prof. Dr. Turgay Çelikel

bottom of page